15 Şubat 2012 Çarşamba

Horlamanın Altında Yatan Sinsi Hastalık;Uyku Apnesi

Horlamanın Altında Yatan Sinsi Hastalık;Uyku Apnesi, Güler Karaağaç,konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı, enseli erkekler, iktidarsızlık, hipertansiyon, kalp yetmezliği, felç ve ölüm olasılığı, felç, iş kazası, trafik kazası, konsantrasyon bozukluğu, unutkanlık, sinirlilik hali, depresyon, sosyal çevre uyumsuzluk, cinsel iktidarsızlıkGece boyunca uyumanıza rağmen sabah kalktığınızda kendinizi yorgun hissediyor, “üzerimden tır geçmiş gibiyim” diyorsanız; işte, direksiyon başında; günün her anında uyuma hissiniz ağır basıyor, konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı şikayetleriniz devam ediyorsa bir uzmana başvurmanız şart.


Uzm. Dr. Güler Karaağaç - Göğüs Hastalıkları Uzmanı





Çünkü bütün bu belirtiler ve özellikle de farkında olmadığınız uykuda horlama sizin uyku apnesi rahatsızlığı yaşadığınızın belirtisi olabilir. Özellikle 30 yaşını aşmış, kısa ve kalın enseli erkeklerin yakalanma riskinin daha yüksek olduğu bu rahatsızlıkta; iktidarsızlık, hipertansiyon, kalp yetmezliği, felç ve ölüm olasılığı çok yüksek....

Çevremizdeki insanların yüzde 70’inin horladığını biliyor musunuz? Karı koca beraber horladığı ve bunun farkında olmadığı için bilmemeniz gayet doğal. Oysaki ciddiyetle yaklaşılması gereken horlama; uyku apnesi rahatsızlığının belirtisi olabilir ve yüksek tansiyon, felç, kalp yetmezliği gibi birçok rahatsızlığı tetikler; ölümlere sebep olur. Çamlıca Medicana Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Güler Karaağaç, Sağlık&Yaşam Dergisi okuyucuları için konu hakkında bilgi verdi.


UYKU APNESİ HASTALIĞI CİDDİYE ALINMALIDIR
Uzm. Dr. Güler Karaağaç:  Günümüz toplumunda yüzde 1 veya 5 oranında uyku apnesi, yüzde1veya 3 oranında ise şeker hastalığı görülür. Şeker rahatsızlığı hasta ve yakınları tarafından ciddiye alınırken, nedereyse onun kadar yüksek oranda görülen uyku apnesinin varlığı genelde kabul bile edilmez. ‘Benim bir şeyim yok, sadece horladığım iddia ediliyor” şeklinde açıklamalarla geçiştirilir. Oysaki uyku apnesi bir hastalık olarak ciddiye alınmalı ve mutlaka tedavi edilmelidir. Uyku, bütün vücudun gece boyunca dinlendiği bir süreçtir ve bundan solunum parametrelerimiz farklı etkilenir. Nefes alışverişlerimiz düzensizleştiğinde oksijen düzeyimiz de düşer. Üst solunum yolu kasları gevşer ve hava yolunu belli bir derece tıkar; bu da uyku solunumunu olumsuz etkiler. Uykuda solunum bozuklukları uykulu hal, uykusuzluk, kalitesiz uyku sendromlarıyla kendini gösterir. Ayrıca kalp üzerinde de olumsuz etki oluşturur.


HASTA HORLADIĞINI KABUL ETMEZ
Uzm. Dr. Güler Karaağaç:  Uyku apnesi hastasında düzensiz horlamalar görülür. Belirli bir zaman gürültülü horlar ve sonra durur, tekrar nefes alma başlar. Bu durumu sadece hastanın yakınları bilir, hasta durumun farkında olmaz, hatta horladığını bile kabul etmez. Hastanın yorgun uyanması, gece boyunca uyumuş olmasına rağmen ‘üzerimden tır geçmiş gibiyim’ şikayeti, gündüz uyku hallerinin devam etmesi, işyeri ve trafik kazalarına da sebebiyet verir. Beyin yarı uyanık durumda olduğu için vücut dinlenemez, kaliteli uyku yaşayamaz. Yaşamadığı için de baş ağrısı, yorgunluk olur.


KALIN, KISA ENSELİ VE ŞİŞMAN ERKEKLER DİKKAT!..
Uzm. Dr. Güler Karaağaç: Uyku apnesi hastalığı önemli bir rahatsızlıktır ama tedavisi kolaydır. Önce hastalığın adını koymak ve tedaviye karar vermek gerekir. Bu rahatsızlık tedavi edilmediğinde felç, iş kazası, trafik kazası, konsantrasyon bozukluğu, unutkanlık, sinirlilik hali, depresyon, sosyal çevre uyumsuzluğu ve cinsel iktidarsızlığa neden olur. Toplum olarak uyku apnesi hastalığının ciddiyetinin farkında değiliz; ‘benim bir hastalığım yok’ diyerek geçiştiriyoruz. Basit bir horlama aslında uyku apnesi sendromlarına kadar giden birçok uyku rahatsızlığının habercisi olabilir. Uyku apnesi, uykuda solunum durması ve buna bağlı oksijen seviyesinin düşmesiyle ortaya çıkar. Yorgunluk, stres, alkol, sigara kullanmak, genetik yatkınlık hastalığı tetikleyen diğer faktörlerdir. Uyku apnesinden şüphelenmek için düzensiz horlamaya eşlik eden uykuda 10 saniyeden fazla bir süre solunum durması olayının görülmesi gerekir. Hasta hiç nefes almaz ama göğüs inip kalkar, iki göğüs inip kalkmaz bir de soluk almaz ki bunun beyinle ilgisi vardır, üç her ikisinin birlikte olduğu durum. Hipopne dediğimiz durum var ki yüzde 50 solunum belirgin bir şekilde azalır; oksijen oranında yüzde 3 düşüş olur. Saatlik apne ve hipopneler 5’in üzerindeyse uyku apnesi söz konusudur. Bu durumu sadece hastanın yakınları bilir. Hasta yorgun uyanır; gündüz uyuklamaya başlar, direksiyon başında uyuması trafik kazalarına sebebiyet verir. Kalitesiz bir gece uykusunun sonunda vücut dinlenemez; baş ağrısı, yorgunluk olur. Belli bir kilonun üzerinde, kısa boyun ve enseye sahip olanlarda yüzde 40 bu rahatsızlığa rastlama olasılığı vardır; ama bunlar kesin kaideler değildir. Bazen hastalar sık sık gece tuvalete gittiği için prostat olduğu düşünülerek şeker araştırması bile yapılır. Hipertansiyona sebep olur. Uyku apnesi hastalarının çoğu kroner by pass adayıdır. Çünkü bu hastalık kalp krizine neden olabilir. Erken yaşta hipertansiyon varsa ailesel deyip geçmemek gerekir.


TANI KOYMAK İÇİN UYKU TESTİ ŞART
Uzm. Dr. Güler Karaağaç: Uyku düzensizliklerine mevsimsel ya da adet dönemindeki hormonal değişiklikler de sebep olabilir. İlk aşamada tanı konması ve derecesinin belirlenmesi gerekir. Önce ‘hastanın gerçekten uyku bozukluğu var mı’ sorusunun cevabı aranır. Uyku apnesi şüphesinde ilk adım uyku testi yapmaktır. Gece boyunca beyin, göz, boyun ve ayak çevresine yerleştirilen elektrotlarla uyku dönemleri, solunumun etkilenip etkilenmediği ve horlayıp horlamadığı takip edilir. Hasta zaten her an her şeye aday olduğu için hastane en uygun yerdir. Hastanede kalp krizi geçiren hastalarımız bile oluyor. Tedavisi kolaydır; önce hastalığın adını koymak ve tedaviye karar vermek gerekir. Hafif veya orta derecedeyse önlemler; yatış şeklini düzenlemek, ağız içi araçlara K.B.B cerrahisi müdahalesi de olabilir. Orta derecedeki hastalara CPAP dediğimiz hava akımını sağlayan ve pozitif hava veren cihazlarla tedavi öneriyoruz. Kilolu ise hastaya kilo verdiriyor, gerekiyorsa cerrahi tedavilerini düzenliyoruz. Orta ve ağır derecelerdeki cihaz tedavisi en az iki yıl sürer; min. 6 ayda bir hasta takip edilerek tedavi süresi ayarlanabilir. Genellikle ilk iki gün cihaza uyum sağlanamıyor ama alıştıktan sonra kaliteli bir uykunun tadına varınca vazgeçilemiyor. Bazı durumlarda uyku apnesinin sebebi bademciklere de dayalı olabilir. Çocuklardaki uyku bozuklukları alerjik ve bademcik büyüklüğü nedeniyle yaşanabilir. Büyüme geriliğine neden oluyorsa cerrahi yola başvurulur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder