Evlilik insanın kayıp yarısını arama çabasıdır. Evliliğinizde veya ilişkinizde sorunlar mı var? Sorunsuz ilişki olmaz ama kronikleşirse korkulan son kaçınılmaz olabilir. Oysa uzmanların tavsiye ettiği birkaç basit ve etkili kurala uymak sizi mutluluğa kavuşturabilir.
Dr. Cem Keçe
CİSED Genel Başkanı
Mutlu ve sorunsuz bir evlilik, bu kuruma adımını atmış çiftler için en önemli tercihtir. Ancak ister evlilik olsun ister beraberlik, başarılı bir ilişki göründüğü kadar kolay değildir. Karmaşık bir yapıya ve hassas dengelere dayalı olan kadın-erkek ilişkisinin başarısıysa, uzmanların tavsiye ettiği bir takım basit ama önemli kurallara uymakla mümkün. İnsan doğuştan yarım ve yalnızdır. Evlilik aslında kişinin kayıp olan yarısını bulma arayışıdır. Evlilik tamamlanmak, bütünleşmek ve bütünlenmektir. Evlilik kurumunu kişiler kendini güvende hissetmek amacıyla oluşturur.
“Güven Yoksa Evlilik De Yok”
Evlilik kurumun amacı bütünleşme arzusudur. Çünkü insanoğlu annesi ile bir bütün olarak ana rahminde gelişir. Bu bütünlük duygusu anneyle bir olma isteğidir. Anne rahminde kişi kendini güvende ve cenneteymiş gibi hisseder. Fakat annenin rahminden çıktığında insan o duyguya yeniden kavuşmak ister. İşte sağlıklı ve mutlu bir evlilik, bu bütünlük duygusunu verdiği için kişiye güveni hissettirir. Ama güven yoksa bu takdirde hırçın ve çaresiz hissettirir. Bu yüzden evlilikler çoğu zaman insanı ya hırçın ve çaresiz ya da huzurlu ve mutlu kılar.
Peki Evlilik Nasıl Çatışmaya Dönüşüyor?
İç Sesinize Takılmayın, Anlatın!
“Bir insanı iki olgu rahatsız eder. Biri kendi iç sesidir. Diğeriyse başkalarının onun hakkında söyledikleridir. Bunu evliliklere de uyarlayabiliriz. Evliliklerde de kişiler eşleri hakkında iç seslerine ve eşlerinin kendilerine sarf ettiği sözlere ve yaptıklarına kafalarını çok takarlar. Bununla birlikte hem kendilerini hem de eşlerini suçlamaya başlarlar. Bir insanı mutlu eden de iki olgu vardır: Anlatmak ve anlaşılabilmek… Eğer evlilikte çatışma başlamışsa karı-koca ne dertlerini birbirlerine anlatabilirler ne de anlaşıldıklarını düşünebilirler. Bu nedenle kendilerini güvende hissetmezler. Demek ki iç seslere kulak vermek ya da düşüncelerinizi içinize hapsetmek yerine anlatabilmek ve de doğru bir şekilde anlaşılabilmek çok önemli.
Evliliğin yolunda gitmemesinin en önemli nedenleri, birbirini suçlayıcı tavır alma, küçümseme, saygısızlık, sürekli kendini savunma, iletişimsizlik ve saldırganlıktır.
Mutlu Bir Evliliğin Kuralları Nedir?
İşte Mutlu Evliliğin 10 Altın Kuralı
1- Bankada Bir Hesap Açtığınızı Düşünün. Bu hesaba ne kadar mutlu an yatırırsanız ilişkiniz de o kadar mutlu ve uzun ömürlü olur. Amacınız hesabınızı mutlulukla doldurmak olmalı.
2- Birbirinize Olan İlgisizliğinizin Nedenini Bulun. Kıskançlıklar, hep bir arada olma, ilginin çocuklara kayması, maddi sorunlar, evlilik sorumluluklarının ağır gelmesi ve gerçekçi olmayan beklentiler çiftin birbirlerine olan ilgisini azaltabilir.
3- Aklınızda Bir Anahtarlık Hayal Edin. Anahtarlığınıza koşulsuz sevme, anlayış, hoşgörü, arkadaş olabilme, samimiyet, şefkat, emek, sabır ve fedakarlık anahtarlarını takın. Anahtarlığa takılan tüm bu olgular mutlu evliliğin kapılarının altın anahtarlığını barındırır.
4- Sevgiliyken Yaptıklarınızı Tekrarlayın. Çiftler her nedense evlenince, toplumun onlara yüklediği roller doğrultusunda evlilik sürecine sevgililiği birbirlerine yakıştıramazlar. Böylece kısa süre önce sevgiliyken yaşadıkları güzel paylaşımları evliliklerine taşıyamazlar. Hatta flörtü evliliğin doğal süreci olarak görmeme eğilimi hâkim olur. Oysaki insanları değiştiren evlilik değil evliliğe bakış şekilleridir. Evlilikle birlikte sevgiliyken yaptıkları davranımlardan uzak duran çiftler zaman içerisinde hayatın onlara sunduğu monotonluğu yaşar ve sevgilerini, paylaşımlarını sorgulamaya başlarlar. Halbuki sevgiliyken yapılan küçük paylaşımların devam etmesi ilişkiyi ateşler. Kişilerin kendilerini daha iyi hissetmesi ve tutkularının devam ettiğini görmek kişileri birbirine bağlar. Eski tutku ve sevgilerinin devam ettiğini görmek ayrıca yeni paylaşımların artmasına da neden olur.
5- Eşinizin Bir Konu Hakkındaki Fikirlerine Ya Da Hayallerine Değer Verin. Katılmasanız dahi onun ortaya koyduğu fikirlere saygı duyun ve sonuna kadar dinleyin.
6- Evliliğinizi Monotonluktan Kurtarmak İçin Yenilikler Yapın. Kaliteli zaman geçirmek için olanaklar yaratın. Ona beklenmedik küçük sürprizler yapın. Özel bir gün olmasa dahi ona küçük bir hediye alın. Birlikte vakit geçirmek için fırsat kollayın. Ortak zevklerinize uygun paylaşımlar yaratın.
7- İlgi Çekmek İçin İlişkinize Gizem Katın.
8- Narsistik Gereksinimlerinizi Karşılayın. Kendinizi sevin ve beğenin.
9- Eşinizi Fark Edin. Onun saçını boyadığını, zayıfladığını, sizin için yaptığı küçücük de olsa özel bir şeyi görün ve takdir edin.
10- Öfkelendiğinizde Asla Şiddete Başvurmayın. Mola verin, ortamı terk edin, duş alın ve uyuyun. Müzik dinleyin. Kavganızın dozajının yükseldiği anda nefes alıp vererek gevşeyin. Çatışmalarınızı yıkıcı değil yapıcı olarak ele alın. Kişisel eleştiri değil davranışsal eleştiri yapın. Kendinizi onun yerine koyun ve empati yapın.

Kayak Federasyonu tarafından düzenlenen Alp Disiplini yarışlarına katılmak için Konaklı’da hazırlanan Aslı Nemutlu’nun, pistte düşerek ağır yaralanması ve ne yazık ki hayatını kaybetmesinin ardından kayağın nasıl dikkat edilmesi gereken ve tedbir alınmazsa ciddi sakatlanmalara yol açabilen bir spor dalı olduğu tartışması yeniden gündeme geldi.
Dünyada ve Türkiye’de ölümlerin yarıdan fazlası kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanmaktadır. Özellikle kış mevsiminde kalbimize dikkat gerekir. Grip aşısı hayatınızı kurtarabilir. Kış döneminde artış gösteren kalp hastalıkları ve kalp krizi oranları arttığı için grip aşısı yaptırmak kalp krizini önlemede etkili bir yoldur.
Bir insanın yüzünde ilk bakılan yer gözleridir. Güzel gözler ne kadar hoşa giderse, kızarmış, altları morarmış gözler de o kadar itici görünür. Çoğu genetik sebeplere bağlı olan gözaltı morlukları kişinin yüzüne yorgun ve yaşlanmış bir ifade verir. Bu morluklardan kurtulmak çok kolay olmamakla birlikte imkansız da değildir.
İnanılmaz bir uyarı sistemi olan vücut, birçok sorunu önceden haber veriyor... Mineral ve vitamin eksikliğinde de bu mekanizma devreye giriyor... Kimi zaman tırnak kırılması, kimi zaman da sinir bozucu bir kaşıntı, uyarı olarak karşımıza çıkıyor... Ancak çoğu kimse bu uyarıları ya hafife alıyor ya da anlamını bilmediğinden üstünde durmuyor.
Ses kısıklığı, genellikle sesin azalması veya hiç çıkmaması olarak algılanır. Ancak her türlü normalden farklı ses oluşumuna ses kısıklığı denir ve bu durum bazı ciddi hastalıkların habercisi de olabilir.
Vücudun sağlığı için alınan besinler kadar, uykunun da önemi büyüktür... Kimi zaman üst üste içilen birkaç bardak çay ve kahve, kimi zaman etraftaki ses ve gürültü kimi zaman da kafalardaki küçücük bir problemin büyütülmesi bütün geceyi uykusuz geçirmenize neden olur…
Migrenli 429 hasta üstünde yapılan bilimsel bir çalışmada; hastaların yüzde 28.4’ünü alkollü içeçeklerin, yüzde16.5’ini peynir ve çikolatanın, yüzde 11.8’ini kırmızı şarabın ve yüzde 28’ini ise biranın etkilediği rapor edildi.
Ayaklarına özen gösteren hanımlar için öne çıkan iki önemli unsur var. Birincisi ayak bakımı ikincisi ise parti, düğün, eğlence gibi aktivitelerde ilk tercih olan topuklu ayakkabılar...
Kalp dokusunu meydana getiren hücrelerin her birinin elektrik üretebilme yeteneği var. Bunlar arasındaki ahenk bozulunca da ritim bozukluğu ortaya çıkıyor. Yaşamı tehdit edebilen ritim bozukluğu 3 nedenden kaynaklanıyor.
Geceleri sizi rahatsız eden öksürük nöbetlerine yakalanıyorsanız; çikolata, kahve, alkol, baharatlı ve yağlı yiyecekler tükettiğinizde öksürüğünüz artıyorsa ve bu durum 3 haftadan fazla sürdüyse bu, reflü şikayetiyle karşı karşıya olduğunuz anlamına gelebilir.
Düzenli spor yapmanıza rağmen istediğiniz kiloya ulaşamıyor musunuz? Spor yaptıktan sonra kendinizi halsiz mi hissediyorsunuz? Bu sorulara yanıtınız EVET ise beslenme alışkanlıklarınıza daha çok dikkat etmelisiniz. Çünkü doğru beslenmeyen sporcularda performans düşüklüğü yaşanırken; zayıflamaya çalışan sporcularda ise istenilen kilo elde edilemeyebiliyor.
Son dönemlerde kış hastalıklarının artışı ile birlikte antibiyotik ve diğer ilaçların kullanımı da yaygınlaştı. “Eczaneden bir antibiyotik alayım da boğazımdaki rahatsızlıktan kurtulayım” ya da “Geçen sefer iyi gelmişti, bir tane hap içeyim” diyorsanız yanılmakla kalmıyor, bilinçsiz ilaç kullanımından kaynaklanan hastalıklara vize veriyorsunuz demektir.
Kalp damar hastalıklarına yakalanma riski olan kişiler ve hastalar, kış mevsiminde yaşam alışkanlıklarına daha fazla dikkat etmeli. Çünkü soğuk hava, özellikle de sert rüzgar kalp krizini tetikleyebiliyor! Kalp krizinden korunmak içinse öncelikle soğuk havada fazla kalmamak ve sert rüzgârı arkaya alarak yürümek gerekiyor!
Günümüzde sosyal paylaşım sitelerinde profili olmayan insan hemen hemen yok gibi. Herkes profiline en güzel fotoğraflarını koymanın derdinde. Ama siz güzel olmanıza rağmen fotoğraflarda güzel çıkmayı bir türlü başaramayanlardan mısınız?
GENÇLİK ÜZERİNE DÜŞÜNCELER (1)
Aldatıldığımı öğrendiğimde çok acı çektim. Uzun bir süre ‘Nerede hata yaptım’ noktasında takılıp kaldım. “Neden-Niçin” sorularına cevap aradım. Bulduğum cevaplarla canımı bir başkasına izin vermeyeceğim şekilde acıttım. Tabii ki zaman her şeyin ilacı oldu ve o günler yaşamımda kabuk tutmuş bir yara olarak yerini aldı. Şimdi düşündüğümde bulduğum cevap ise bambaşka…
Demans (bunama) özellikle ileri yaşlarda (genellikle >65 yaş) sık olmakla beraber normal yaşlanma sürecinin bir parçası değil bir hastalıktır. Nadiren daha erken yaşlarda da görülebilir. Tek bir hastalık sonucu değil, farklı hastalıklara bağlı olarak da ortaya çıkabilir.
Nasıl bir gülümseme isterdiniz? Herkes tarafından fark edilen, çekici bir gülümseme mi yoksa daha entelektüel bir gülüş mü tercih edersiniz?
Araştırmalara göre, gebelik döneminde yeterli miktarda süt tüketimi halk arasında ‘Gebelik Zehirlenmesi’ olarak da bilinen preeklampsi riskini 5 kat azaltıyor. Anne adayları ve bebekler için ciddi riskler taşıyan preeklampsi riskine karşı uzmanlar süt tüketiminin artırılmasını öneriyor.
Türkiye’de yeni uygulanmaya başlanan Vaser Liposelection yöntemi ile istenmeyen yağ ve dokulardan daha kısa sürede kurtulmanız artık mümkün.
Birçok kadının korkulu rüyası menopoz dönemde artan kilolarla ve meydana gelen yakınmalarla (ateş basması, terleme, çarpıntı, sinirlilik, depresyon vb.) mücadele etmek hiç de zor değil.