15 Şubat 2012 Çarşamba

Öğrenciler Mesleklerine Hazır Mı?

Öğrenciler Mesleklerine Hazır Mı? ,ogrencilik meslegi, erdogan yilmazOkullar açıldı. Acaba öğrenciler, her geçen gün biraz daha profesyonel hale gelen ve giderek güçleşen “öğrencilik mesleği”nin gereklerini yerine getirmeye hazır mı? Defter, çanta, kitaptan değil, zihinsel ve ruhsal anlamda hazır olmaktan söz ediyorum.


Erdoğan YILMAZ - İstanbul Kültür Eğitim Kurumları Genel Müdürü



Kuşkusuz konu sadece öğrencilerin sorunu değildir. Bu konu, anne babalar, öğretmenler ve yöneticiler olmak üzere hepimizi yakından ilgilendiriyor. Bu nedenle yeni eğitim yılına “hazır olma” sürecinde çocuklarımızın ihtiyaçlarını anlamak, onları güçlendirici desteklerde bulunmak çok önemli.


Onlar hem kendilerinin, hem ulusun, hem de insanlığın geleceği için mutlu ve başarılı bir yaşama hazırlanmak zorunda. Herkes için yaşamsal önem taşıyan bu zorunluluk her şeyden önce onları biricik ve özel birer değer olarak kabul etmekten geçiyor.


Anne babalar, öğretmenler başta olmak üzere eğitimi ve eğitim kurumlarını yönetenler
 bu süreçte kolaylaştırıcı, yol gösterici, destekleyici olurken bunun sınırlarını da doğru  belirlemek zorundadır. Buradaki sihirli, daha doğrusu tarafların sınırlarını tanımlayan temel cümle ve ilkeler şunlardır:


• Onun işini kolaylaştır, ama çıtayı kolayca, emeksiz geçecek kadar indirme.
• Ona yol göster, kılavuz ol ama yolu onun yerine yürümeye kalkma.
• Onu içtenlikle destekle, yüreklendir, güven ver, ama koltuk değneği olma.


Bu sınır ve ilkeleri çocuğumuzla birlikte belirlerken önce şunu unutmamalıyız: Giderek neredeyse profesyonel bir “meslek” olma özelliği kazanan öğrencilik; öğrenim görme, çalışma, yetişme ve gelişme istek ve amacı olan bireylerin işidir. Bu istek, heves ve amacı içselleştirmeden ve refleks hale getirmeden başarıyı yakalamak zordur. Ayrıca öğrenci, öğrenme ile ilgili olduğu kadar davranışsal olarak da ödev ve sorumluluklarını savsaklamadan, ertelemeden eksiksiz yerine getirmek zorundadır. Bu sorumlulukların içinde beslenmeden yatma kalkmaya, oyundan dinlenceye kadar her yönüyle disiplinli olmak, zamanı kontrol etmek ve doğru kullanmak vardır. O’na bunları kazandıracak yetişkinlerdir. Bu ödevi yerine getirmeyenlerin ileride “bu çocuk kime benzemiş”dediğini çok duydum!..


-Ödev ve sorumluluklar bir “zahmet” olarak görülmeden ve bir zahmet haline getirilmeden doğal akışı içinde yerine getirilirse, başarıyla birlikte en az onun kadar önemli olan haz duymak ve mutluluk da çıkıp gelir. Unutmayalım ki başarının da  mutluluğun da olmazsa olmaz temel koşulu emek vermektir, özendir, özgüven ve özdenetimdir.


Çocuklarımız gereği ve yeteri kadar emek verilmeye değer, ama onların da işlerine emek vermesi bir o kadar değerli ve önemlidir. Bu emek okulların açıldığı ilk günlerde başlamalı; düzenli, planlı ve sürekli bir şekilde sürdürülmelidir. Köksüz, geçici ve birkaç sınava dayalı bazı başarılar bir şekilde elde edilebilir ama bunlarla saman alevi olmayan kalıcı kazanımları; yetiştiren ve geliştiren başarı ve mutlulukları yakalamak hemen hemen olanaksızdır.


Yeni dönem çocuklarımıza, ailelere ve eğitimcilere esenlik, mutluluk ve başarılar getirsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder