15 Şubat 2012 Çarşamba

Senin Katılmamak İçin Özrün Ne?


Özürlüler Vakfı, çağın gereği bilgiye ve teknolojiye dayalı, insan kaynağına, yatırıma, eğitime ve sağlığa önem veren modern bir toplum olma yolunda nüfusun yüzde 12,29’luk bölümünü oluşturan özürlü insanı hayata katmayı hedefliyor.


 





Sivil toplum kuruluşu olmanın tüm sorumluluklarını taşıyarak, yaklaşık  8,5 milyon özürlü insanımıza  gerekli hizmetlerin verilebilmesi ve birçok projenin gerçekleştirilmesi için herkesi bu kampanyaya ortak olmaya davet ediyoruz.


 


 


Özürlülerle ilgili herhangi bir konu gündeme geldiğinde “engelli”, “özürlü” ve “sakat” v.b.terimlerin tartışması yaşanır. Bu terimlerin neden tercih edildiği ve kullanıldığı konusunda tarafların anlaşılır ve kabul edilir çeşitli gerekçeleri vardır. Özürlüler Vakfı olarak kullanılan “özürlü” kavramı “defolu”, “özür dileyen” gibi olumsuz anlamlardan bağımsız kullanılmaktadır.


8.5 Milyon Özürlü İnsanımız ...


Ülkemizdeki özürlü sayısı 2002 yılı verilerine göre 8,5 milyon dolayında özürlü kişi olduğu söylenmektedir. Kesin sayının bilinmemesinin bir sonucu olarak, mevcut sağlık hizmeti talebi bilinememekte, dolayısıyla da bunu karşılayacak hizmet planlaması ve organizasyonu yapılamamaktadır.


Özürlülerin sayısal olarak artışı engellenememektedir: Bugün ülkemizde birçok nedene bağlı olarak özürlü sayısında düzenli bir artış yaşanmaktadır.


Ülkemizde sakatlığa ve özürlülüğe yol açan terör, trafik kazaları, şehir planlamasına bağlı “kaza”lar, doğal afetler, tıbbi hatalar v.b durumlar çok sayıda insanın ölümüne daha çok sayıda insanının da sakat kalmasına sebep olmaktadır.


Aşılması Gereken Temel Sorunlar


Yaşam herkes içindir. Sağlıkla ilgili gereksinimlerimizi ne erteleyebiliriz ne de yerine başka bir şey koyabiliriz. Toplumun özürlü kişiye bakış ve yaklaşımı sorunun çözümüne katkıda bulunmamakta, tersine sorunu daha da ağırlaştırmaktadır. Özürlülük ülkemizde “doğal bir durum” olarak kabul edilmekte ve kendisi, yakın çevresi dışındaki kişilerin hemen hiç etkilenmediği, hatta görmezden geldiği, ya da yok saydığı bir sorun olarak yaşanmaktadır. Toplum olarak özürlü vatandaşların, diğer sağlıklı bireyler gibi rahatça yaşayabildikleri, her türlü hizmetten kolayca faydalanabildikleri düzenlemelerin ve iyileştirmelerin, her alanda yapılması için devlet ve özel sektör dahil olmak üzere tüm kesimler bu konuda ortaya konan projeleri desteklemelidir. Unutulmamalıdır ki bu aynı zamanda toplumların ulaştığı çağdaşlık seviyesinin bir göstergesidir ve ülkemiz insanı da uygar toplumlarda olduğu şekilde insanca yaşamayı hak etmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder