15 Şubat 2012 Çarşamba

Maddenin Dördüncü Hali “Plazma Enerjisi” İle Gençleşin!

Op. Dr. Tuğrul Turanİnsan cildi sürekli olarak kendisini yenilemektedir. Yaş, beslenme alışkanlıkları, cilt yapısı ve yaşam koşulları cildin yenilenme hızını doğrudan etkiler. Bu nedenle yaşlanma ile er geç ortaya çıkan cilt değişiklikleri, bazı kişilerde yaş genç olmasına rağmen ortaya çıkabilir.



Op. Dr. Tuğrul Turan
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzm.





Çevresel etkenler ve yaşlanmanın etkileri cildin ilk önce en üst katmanlarında ortaya çıkar, ama bu etkiler cildi yenileyen alt katlara ulaştığında kalıcı bir yaşlanma oluşturur. Kırışıklıklar ve güneş ışığının zararlı etkileri cildi yenileyen bu alt katmanlara ulaştığında artık cildi korumak için kullanılan bakım ürünlerinin etkili olabilmeleri pek mümkün değildir. Bunun nedeni ise alttan yeni gelen cildin de bu bozulmuş yapı ile yenilenmesidir.


 


Cildi yenileyen derin katlara ulaşmış kırışıklıklar, pürüzler ve renk değişiklikleri için koruyucu bakım ürünleri yararsız hale geldiğinde, yapılması gereken cildin üst katmanlarını aşıp yeni cilt üreten alt cilt katmanlardaki bu kalıcı bozuklukların düzeltilmesidir. Ancak bu yolla uzun süreli ve dinamik bir cilt gençleşmesi elde edilebilir. Bu amaçla günümüzde çok çeşitli “peeling” (soyma – yüzme ) yöntemleri uygulanmaktadır.


 


Daha önceleri, çeşitli içerikte asit çözeltileri ve lazerler yıpranmış cildi alt katmanlarına kadar soymakta kullanılmıştır. Mekanik ve fiziksel yöntemlerin hepsi de yıpranmış üst cildi soyarak cildin yenilenmesine yardımcı olurlar. Bu yöntemler ne kadar yoğun uygulanırlarsa o derecede derine ve alt yenileyici katlara ulaşmakta ve daha güzel ve kalıcı bir etki oluşturmaktadır. Gerçekten ciddi bir değişim oluşması için yeterli derinlikte uygulanması zorunluluğu bu yöntemlerin en büyük dezavantajlarıydı, çünkü cildin üst katlarının yok edilerek yüz cildinde bir süre özel bakım gerektirecek bir açık yara oluşturulması gerekmekteydi. Bu açıdan bakıldığında iyileşme dönemi hem biz doktorlar ve hem de hastalar açısından oldukça zahmetlidir.


 


Plazma enerjisi - Portrait PSR bu noktada sadece benzersiz teknolojisi ile değil, aynı zamanda da etki etme yolu ve iyileşme döneminde yara olmaması ile de diğer tüm yöntemlerden ayrılır. Portrait PSR bir IPL, lazer ya da radyofrekans teknolojisi değildir. Portrait PSR enerji yüklü gaz moleküllerini “Plazma Enerjisi” halinde kullanarak cildin üst katlarını tahrip etmeden doğrudan alt yenileyici katlara ulaşabilmektedir. Etkisini cildi yenileyen bu alt katmanlarda oluşturmakta ve yüz bölgesinde takip edilmesi gereken bir açık yara oluşturmadan uzun süreli bir etki sağlamaktadır. Kırışıklıkların ve güneşin zararlı etkilerinin yok edildiği alt besleyici deri katmanları artık bu yeni yapısıyla cildi çok daha uzun bir süre yenilemeye devam edecektir. Cildin üst katmanlarını tahrip etmemesi, dolayısıyla açık bir yara oluşturmaması sebebiyle Portrait plazma enerjisi teknolojisini yüz gençleştirilmesinde son dönemdeki en önemli yenilik olarak değerlendiriyoruz.


 



SORU VE CEVAPLARLA “PLAZMA ENERJİSİ – (PORTRAIT PSR) İLE YÜZ GENÇLEŞTİRİLMESİ”


Portrait PSR nedir? Ne amaçla kullanılmaktadır?


Portrait PSR ABD’de yaklaşık 4 yıldır kullanılmakta olan güvenli bir cilt gençleştirme yöntemidir. Sistemin sahip olduğu yüz kırışıklıkları ve lekeler konusundaki FDA (Food and Drug Administration) onayına son olarak vücut kırışıklıkları da eklenmiştir. Yaşlanmayla genişleyip sarkan, dolayısıyla kırışıp katlanan ve gerginliğini kaybeden derinin kırışıklılarını, deriyi besleyip yenileyen alt deri katmanlarına etki ederek düzelten bir teknolojidir. Uygulanan bölgelerde ve deriyi besleyen dermisin alt katlarında yapısal bir değişim yaratarak sıkılaşma ve kırışıklıkların düzeltilmesini sağlar. Bu yapısal değişiklik her gün bize yeni deri üreten alt deri katlarında olduğundan, temelden ve uzun vadeli bir etki söz konusudur.



Portrait plazma enerjisi yüz gençleştirilmesine nasıl bir yenilik getirdi?


Bilindiği gibi yüzün kırışıklıklardan, güneş ve çevresel etkenlerin yaşlandırıcı etkilerinden arındırılıp gençleştirilmesinin yolu çeşitli “peeling” (soyma) yöntemleridir. Ana fikir olarak, asitlerle, lazerlerle ya da diğer başka yöntemlerle cildin yıpranmış üst yüzeyi soyulur ve alttan yeni bir cilt gelmesi beklenir. Portrait plazma enerjisinin diğer yöntemlerden ayrıldığı en önemli nokta; diğer bütün yöntemlerin aksine cildin üst yüzeyini tahrip etmeden cilt altından aynı etkiyi yaratabilmesidir. Ayrıca, bundan önce kullanılan yöntemlerin aksine, göz çevresinde bile güvenle uygulanabilmesi başka bir ayrıcalığıdır.


 


Plazma enerjisi nedir? Nasıl etki etmektedir?


“Plazma enerjisi” için plazma televizyonlar ve floresan lambalar örnek verilebilir. Plazma yüksek hızla cildin alt katmanlarına girer ve yüklediği enerjiyi bu derinlikte bırakarak ciltte bir yenilenme, oluşum ve gençleşme süreci başlatır. Bu yapısıyla IPL’den, lazerlerden ve radyofrekans gibi diğer tüm fiziksel yöntemlerden farklıdır.



Portrait plazma enerjisi nasıl uygulanır?


Portrait plazma enerjisini diğer tüm yöntemlerden ayıran en temel özelliğinin cildi üst katmanlarında bir yara oluşturmaksızın, alt katlarda etkili bir peeling etkisi oluşturmak olduğunu söylemiştim. Yüze temas edilmeden, biraz yukarıdan uygulanmakta ve enerji yoğunluğuna göre ya hiç rahatsız etmeyen ya da bölgesel kremlerle desteklenecek konforlu bir uygulama imkanı sağlamaktadır. Sosyal hayatta hiçbir kesintiyi kabul edemeyecek kişilerde hafif yoğunlukta kısa aralıklarla 3 seans uygulanır. Ya da tek seansta daha yoğun bir enerji ile uygulanarak o kişinin 3-4 gün kadar kendine zaman ayırması beklenir. Seanslar 20 – 40 dakika arasındadır. Uzun dönemde her iki uygulama biçimiyle de ulaşılan etki aynıdır ve diğer yöntemlerden farklı olarak aynı derinlikte olmasına rağmen açık yara yoktur. Tabii işlem öncesinde kişinin cilt yapısı, sosyal hayatı değerlendirilmeli ve en verimli uygulama programına birlikte karar verilmelidir.


 


Plazma enerjisi ile yenilenen yüz cildinde etki ne zaman ortaya çıkar ve ne kadar sürer?


Portrait plazma ile gençleştirilen alt cilt katlarının cilt yüzeyine ulaşması ilk olarak 4-7 ya da o kişinin deri yenilenme hızına göre en geç 10 gün içinde gerçekleşmeye başlar. Ciltteki gençleşme süreci ve yeniden yapılanma bir yıl boyunca devam eder. Bu şekilde, cildi yenileyen alt katlarda kalıcı yapısal bir değişiklik yaratılmış olduğundan değişimin tamamlandığı bu süre sonrasında çok daha uzun bir süre boyunca kırışıklıklardan arınmış yaşamak mümkündür. Plazma enerjisi uygulanmış katmanın tamamı yüzeye çıktığında cilt yapısı bu alanda bütünüyle yenilenmiştir, ve sadece doğal yollardan yeniden yaşlanabilir. Yeniden yaşlanma ise ancak o kişinin bozucu çevresel ve kimyasal etkenlerle karşılaşma oranına, cilt yapısına ve beslenme düzenine bağlıdır. Burada üzerinde durulması gereken önemli bir ayrıntı da, yenilenen cildin iyileşme dokusu (skar dokusu) içermemesi ve bütünüyle kişinin normal orijinal cilt içeriğinden oluşmasıdır.


 


Uygulama sonrasında nasıl bir bakım gerekir? Riskleri var mıdır?


Cildin yapısına göre en uygun uygulama programı belirlenir. Bilinen diğer yöntemler kadar derine etki etmesine rağmen cilt yüzeyinde açık bir yara oluşturmadığından, kişinin orijinal üst cilt yüzeyi kendi için ideal bir koruma görevi görür . Üstteki cilt aşamalı olarak pullanmayla dökülür ve altından tamamen yeni bir cilt gelir. Uygulama seçimine bağlı olarak belli aralıklarla yüzün suyla temizliği, nemlendiriciler ya da hissedilen gerginliği giderecek basit yağlı kremler yeterli olur. Riskler açısından bakıldığında, bir yara olmadan iyileşmek riskleri en aza indiren bir yaklaşımdır. Orta ve derin soyma etkisine eşdeğer bir işlemdir. Yara oluşturmamasına rağmen yapılan işlemin derin bir peeling etkisi olduğunu unutmamak gerekir. Bu nedenle sadece plastik cerrah ve dermatologlar tarafından uygulanabilmektedir. Yara iyileşme dokusu ile değil de gerçek bir cilt ile yenilenme olması risklerin ne kadar azaldığının kanıtıdır. Plazma enerjisi lazer, kimyasal peeling ve dermabrazyon gibi diğer yöntemlerle kıyaslandığında, aynı etkili derinlikte uygulanmasına rağmen bilinen riskleri en aza indiren, uygulama öncesi, uygulama sırası ve sonrasında kişinin konforunu en üst düzeyde tutan bir yeniliktir.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder