15 Şubat 2012 Çarşamba

Çalışan Annenin Suçluluk Duygusu

Çalışan Annenin Suçluluk DuygusuAnne ve iş kadını kimlikleri arasında sıkışıp kalan kadınlar, çocuklarına karşı yeterli olamadıklarını düşünüp suçluluk duygusu yaşıyor.


Dr. Hüseyin Tatar
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı





Çalışan kadındaki ‘suçluluk duygusu’nun, henüz çocukken kafasına kazınan ‘kutsal anne ‘rolünden kaynaklandığını biliyor musunuz ?


Tüm dünyada çalışan annelerin ortak sorunu, evleri ile iş yerleri arasında tercih yapmak zorunda kalmaları. Anne ve işkadını kimlikleri arasında sıkışıp kalan kadınlar, işlerinde ve annelik görevlerinde birtakım sorunlar yaşıyor. Başlangıçta durumu idare edebileceğini düşünen kadın, daha sonra bu yoğun tempodan yorgun düşüp, aynı zamanda çocuktan ayrı kaldığı için suçluluk duygusuna kapılıyor. Peki bu aşamada kadınlar ne yapmalı?


Çalışma ve ev hayatının getirdiği sorunları aşmaları için annelere tavsiyeler:


Suçlu ‘Kutsal Anne’


Çalışan anneler çocuklarıyla geçirdikleri zamanı yetersiz buldukları için bir süre sonra kendilerini suçlu hissetmeye başlıyor. Suçluluk duygusunu yaratan en önemli neden; kadın kimliğini taşımaya başladığı günden itibaren anneliğin ‘kutsal’ bir görev olduğunu öğrenen kız çocuklarının, bu rolü aksattıklarını ve yerine getirmediklerini düşünmeleridir. Annelerin bu suçluluk duygusuyla ister istemez yaptığı yanlışlar arasında:


*Çocuğun her istediğini yapması,


*Anne eve geldikten sonra tüm zamanını çocuğuyla geçirmeye çalışması,


*Annenin suçluluğunu telafi etmek için sürekli çocuğuna bir şeyler alması olarak sınırlanabilir.


Aslında çalışan annelerin kendilerini suçlu hissetmelerine hiç gerek yoktur! Çünkü araştırmalar; çalışan annelerin çocuklarının yaşadıkları sorunların annenin çalışmasıyla ilgili değil de, annenin kendi kaygısını gidermeye yönelik yaptıkları hatalı davranışlarla ilgili olduğunu göstermiştir.


Bakıcı İletişimi Güçlendirir!


Yine araştırmalara göre; çocuğun annesi dışında başka insanlarla da diyalog halinde olması, gelişimleri açısından hayli olumlu sayılıyor. Hatta bu iletişimin devamlı olması, çocuklarda güven hissini ve iletişim gücünü artırıyor. Bu nedenle çocuğunuzu işe giderken profesyonel bir bakıcıya, anneanne ya da  babaannenin ‘ellerine bırakmak’tan rahatsız olmayın. Üstelik bu şekilde, yani bütün gün çocuğunuzdan uzak kalmanız nedeniyle, onunla birlikte geçireceğiniz bir zaman dilimi ayarlayın ve bu süreyi sadece çocuğunuzla birlikte bir şeyler yaparak geçirin. Örneğin, birlikte yemek hazırlamak veya oyun oynamak gibi… Hiçbirini yapamıyorsanız, en  azından yatmadan önce ona masal okuyun. Bu şekilde hem özlem gidermiş, hem de anne çocuk iletişimini yaşamış olursunuz.


Bakıcıya Kişilik Testi


Bu arada bakıcının psikolojik ve vücut sağlığı açısından yeterli ve uygun olduğundan emin olun. Psikolojik durum  için gerekirse, bu konuda çalışan kişilik testleri uygulayan veya çocuk bakıcılarıyla görüşmeler yapan bir psikologdan yardım almaktan çekinmeyin.


Ayrıca bakıcıdan çocuğunuzu bulaşıcı hastalıklardan korumak için hepatit taraması, boğaz kültürü ve verem için PPD testi de isteyebilirsiniz.



Güvenilir Bir Kadın Bulun


Çoğu çalışan kadının en büyük sorunlarından biri, işyeri ve evdeki işler arasında sıkışıp kalmak. Eve ne kadar yardımcı bir kadında da gelse, istedikleri düzeni sağlamıyor ve dolayısıyla yorgunluk daha da artıyor. Eğer kariyerinizden vazgeçmek istemiyorsanız, evinizde hem temizliğe yardımcı olacak, hem de çocuğunuzun bakımıyla ilgilenecek güvenilir bir kadın alın. Bunun en iyi yolu, çevrenize danışmak veya emin olduğunuz insanlara sormaktır. Ayrıca evinizdeki temizlik aletlerinin güvenli ve pratik kullanımlı olmalarına da dikkat edin. Böylelikle hem çocuğunuzun güvenliğini sağlarsanız, hem yardımcı kadının temizlik yaparken zorlanmamasına hem de çocuğunuza daha fazla zaman ayırmasına katkıda bulunmuş olursunuz.


Programlı Olun


İş hayatında başarılı olan bir kadının, çocuğuna zaman ayırabilmek için iş saatlerin kısaltması


daha zordur. Böyle bir durumda yapılacak iş iyi bir program yapmaktır. Örneğin; hafta içinde


işlerin en hafif olduğu günler biraz daha erken çıkarak, çocuğunuzla daha fazla zaman geçirilebilir ve bu şekilde çocuğunuzla birlikte geçirdiğiniz saatleri dengeleyebilirsiniz.



Çalışan annelere öneriler


*İşyerinde emzirme odası gibi özel imkanlar yaratılması için diğer annelerle birlikte mücadele edin.


*Ofisteyken işe, çocuğunuzlayken de sadece ona yoğunlaşın.


*Ev işleri ve çocuk bakımını eşinizle eşit olarak paylaşın.


*Mümkünse ev işinde de yardımcı olabilecek bir bakıcı tutun.


*Çok iyi organize olun. Çocuğun çantası, kıyafetleri gibi detayları geceden hazırlamaya çalışın.


*Eviniz iş yerine yakın olsun. Böylece yolda geçireceğiniz zamanı Çocuğunuza verebilirsiniz.


*Çalıştığınız için çocuğunuza karşı kendinizi suçlu hissetmeyin.


*Çocuğunuzla vakit geçirmek için rutin davranışlara başvurun.Yatakta TV seyrederek ya da okuldan çocuğunuzu kendiniz alarak onunla daha çok vakit geçirebilirsiniz.


*İş hızınızı kontrol altında tutun. Bazen aileniz için tempo düşürmek çok kötü olmayabilir.


*Kendinizi çocuğunuzun  okuluna adayamıyorsanız; ilginizi arada bir de olsa sınıf etkinliklerine katılarak gösterin.


*Çocuğunuzla olabildiğince çok oyun  oynayın.


* Hafta sonu birkaç saatinizi sadece çocuğunuzla geçirmeniz aranızdaki ilişkinin kuvvetlenmesini sağlar.



Birlikte Yıldızları İzleyin!


*Resim yapın. Çocukların en çok sevdiği şey boyama yapmaktır.Bu kez kıyafetlerinizin ya da yüzünüzün boyanmasına aldırmadan birlikte suluboya resim yapabilirsiniz.


*Tiyatro ya da sinemaya gidin


*Arkadaşlarıyla ya da yaşları birbirine yakın arkadaşlarınızın çocukları ile küçük programlar düzenleyin. Yemek, sinema ya da tiyatrodan oluşan bu programın içine müzeleri de ekleyebilirsiniz. Hem bu şekilde çocuğunuzunda sosyalleşmesini sağlamış olursunuz.


*Yıldızları izleyin. Bu küçük eğlence çocuğunuzun merak ve keşfetme duygusunu güçlendirecektir.


*Yemeke yapın. Çocuklar hamur yoğurmaya bayılırlar! Kolay tariflerden başlayarak birlikte kurabiye veya mini pizza hazırlayabilirsiniz.


Biyonik Kadın Değilseniz Her Şey Mükemmel Olamaz!


“Çalışan anne olmak yetersiz anne olmakla aynı şey değildir, yeter ki çocuklarına kaliteli zaman ayırabilsin” cümlelerini hiç aklınızdan çıkarmayın.


Önceliklerinizi belirleyin ve yapacaklarınızı öncelik sırasına göre dizin. Eve gittiğinizde çocuğunuzla mı zaman geçireceksiniz, kendinizle ilgili yapmanız gereken bir şeyler mi var? Elbette ki, öncelikleriniz günden güne değişiklik gösterebilir. Esnek olup yapacaklarınızı sıralarken, zamanın sınırsız, sizin de ‘biyonik kadın’ olduğunuz şeklinde bir yanılgıya düşmemeye gayret edin.



Tüm Zaman Değil, Kaliteli Zaman!


*Her şeyin, her yaptığınızın mükemmel olması gerekmiyor. Bir şeyi mükemmel yapmak pek çok irili ufaklı, haz verebilecek veya gerekli şeyi ihmal etmek anlamına gelebilir.


*çocuğunuzla geçireceğiniz zamanı onunla birlikte programlayın ve bu programa olabildiğince sadık kalmaya çalışın.


*İyi ve yeterli anne olmanın tüm zamanını çocukla geçirmek olduğu şeklindeki yanlış inancınızdan vazgeçin.


*Annelik konusunda iyi niyetli ve yeterli olduğunuza inanın.


*Çocuğunuzu mutlu etmek için elinizden gelen her şeyi yapsanız bile bazen çocuğunuz mutlu olmayabilir. Bu durum onun gereksinimlerini karşılayamadığınız anlamına gelmez.


Elinizden geleni yaptığınıza ilişkin duygu ve düşüncelerinizi çocuğunuzla paylaşın ve mutlu olmanın artık büyük ölçüde kendisine bağlı olduğunu söyleyin.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder